Bu yazımı geçtiğimiz günlerde, Psikolojik Danışma ve Rehberlik Topluluğu olarak düzenlediğimiz “Aşk Psikolojisi” etkinliğimizden yola çıkarak yazıyorum.
Aşk nedir? Sorusuyla başlayacak olursak aslında herkese göre tanımı aynı değildir. Aşk evrenseldir fakat bir o kadar da farklıdır. Kimisi için aşk sadece “seni seviyorum” cümlesinden ibaretken kimisi için büyük bir tutku ve bağlılıktır. Âşık olunca beynin salgıladığı dopamin, endorfin ve serotonin gibi hormonlar kişiye mutluluk verir ve adeta bir antidepresan etkisi yaratır. Dopamin, adrenalin gibi kimyasalların düzeyi artarken, beyindeki serotonin düzeyi düşer ve âşık olan insana mutluluk, enerji, hız katar. Aşkın hem fiziksel, hem de ruhsal göstergeleri vardır. Gülme nöbetleri, mide ağrısı, uykusuzluk, kalp çarpıntısı, el terlemesi, baş dönmesi, iştahsızlık aşkın fiziksel göstergelerindendir. Kıskançlık, özlem, sürekli yanında olma isteği gibi duygular ise aşkın ruhsal göstergelerindendir. Âşık olunca insan şiirler yazmak ister, etrafına pozitif enerji verir, herkese güzel davranmak ister. Karşısındaki insanı yargılamaz, başkalarıyla karşılaştırmaz ya da eleştirmez. Kendine özgü bir birey olduğunu kabul eder ve her haliyle sever. Âşık olan insanın gözlerinin içi güler ve aşk insanı güzelleştirir.
Psikolojiye göre aşk nedir? Psikologlara göre “aşk hem normal hem de nörotik olmaktır.” Araştırmacılar ve psikologlar aşkın nasıl oluştuğunu ve neye dayandığını açıklamak için bazı aşk teorileri önermişlerdir.
Zick Rubin – Hoşlanma ve Aşk
Psikolog Zick Rubin aşkın “bağlılık, ilgi ve yakınlık” elementlerinden oluştuğunu ileri sürmüştür. Ona göre aşk ve hoşlanma birbirleriyle bağlantılı ancak birbirlerinden ayrı sevgi türleridir. Kişilerin bazen başkalarını beğendiğini, onlara hayranlık duyduğunu kabul etmiş ve bu duruma hoşlanma demiştir. Aşk ise ona göre çok daha derin ve yoğundur. Âşıklar arasında bağlılık, ilgi ve yakınlık vardır.Elanie Hatfield – Şefkatli Aşk, Tutkulu Aşk
Hatfield ve arkadaşlarına göre aşkın “şefkatli aşk ve tutkulu aşk” olarak iki türü vardır. Onlara göre şefkatli aşkta karşılıklı anlayış, sevgi, saygı ve güven vardır. Tutkulu aşkta ise cinsel çekim, sevgi ve kaygı vardır. Hatfield’e göre ideal aşk, tutkulu aşkın şefkatli aşka dönüşmesidir.John Lee – Aşk Stilleri
John Lee aşk türlerini renk çemberiyle tanımlamıştır. Lee, ana renklerin 3 çeşit olması gibi aşkın da “Eros, Ludos, Storge” olarak 3 ana çeşidinin bulunduğunu öne sürmüştür. Eros; Yunancada tutkulu anlamına gelmektedir. Lee bu çeşit bir aşkın fiziksel ve duygusal olarak tutkulu olduğunu savunmuştur. Ludos; Yunancada oyun anlamına gelmektedir. Oyuncu ve eğlenceli aşktır, bağlanmaya ve yakınlığa uygun olmayan aşktır. Storge; Yunancada şefkat anlamına gelmektedir. Aileye ve çevreye hissedilen sevgi ve arkadaş olunan aşk biçimidir.Robert Stenberg – Aşk Üçgeni Teorisi
Stenberg’e göre aşk “yakınlık, tutku, sadakat” duygularından oluşur. Stenberg’e göre ilişkiler bu üç duygudan en az iki tanesi üzerine kurulur. Bir ilişkide bu üç duygu da bulunuyorsa o ilişki mükemmel bir aşktır.Sonuç olarak aşk psikolojisi, içerisinde yoğun bir şekilde sevgi, bağlılık, tutku, şefkat ve daha sayamayacağımız birçok hissin karışımını içerir. Sizlerin de midesinde kelebekler uçuştuğu, heyecandan kalbinizin küt küt attığı günler olması dileğiyle. Aşkla kalın...
FACEBOOK YORUMLAR